Cumhuriyet Kenti Karabük'ten Portreler...

Turkish English Germany

ÖNSÖZ

Bundan birkaç yıl önce Karabük Kent Konseyi olarak; “Karabük’ün Yüzleri” adında bir eser hazırlamış, şehrimizin farklı alanlarla yetiştirdiği birçok değerinin biyografilerini tek bir eserde toplamıştık. Hazırladığımız eserden duyduğu memnuniyeti ifade eden Belediye Başkanımız Sayın Rafet Vergili; Kent Konseyi olarak hazırladığımız eseri daha da genişletmemiz ve temelleri şehrimizde atılan ancak bugün ülkemizin ve dünyanın sayılı şirketleri arasında yer alan firmaların geçmişlerini de kapsayan bir eser hazırlamamız yönünde bizlere yeni bir görev tevdi etti.

Büyük bir heyecan duyduk. Çünkü şehrimiz adına son derece önemli olan bu eseri hazırlamak bizim için büyük bir onurdu. Hiç vakit kaybetmeden çalışmalarımıza başladık ancak ne yazık ki bir süre sonra tıkandık. Kısacası bu eseri derleyesiye kadar, hayal kırıklıkları da yaşadık mutluluklar da. Temelleri bu şehirde atılıp, bugün ünü sınırlarımızı aşmış firmalarımızdan bilgi ve fotoğraf istediğimiz zaman bizlerden yazılı dilekçe isteyenlerde oldu, kurucularının bir tek fotoğrafını esirgeyenlerde!

Bunları neden dile getiriyoruz? Çünkü bu şehirde en iyi bilinen şeylerden biri; hiçbir iş yapmadan yapılanları eleştirmek! Eminiz ki bu eser yayınlandıktan sonra da birileri çıkacak; “Falanca isim ya da filanca şirket neden bu kitapta yok? Şu isimin bu kitapta ne işi var?” gibi sorularla eleştirilere başlayacak.

Elbette bu çalışmamızda her şeyde kötü değildi tabi. Bize birileri; “Bu çalışmadan çıkarttığın özne neydi?” diye sorsa tek cümle ile özetleriz; Geçmişte bu şehirde yaşayan, ancak günümüzde bizimle birlikte bu havayı solumayanlar kesinlikle Karabük’ü bizden daha fazla seviyor ve bu şehre bizden daha âşıklar.

Çorap söküğü gibi geldi resmen. Firma bilgileri için aradığımız Murat Alper ağabeyimiz bize sınıf arkadaşı Prof. Dr. Ayşenur İşbırakmaz Cila hocamızın da ismini verdi. Ayşe Hocamız; “Rafet kardeşime lütfen selamlarımı ve teşekkürlerimi ilet, ama bizim sınıf arkadaşlarımız Prof. Dr. Hale Turgay Gezer ve Prof. Dr. Esen Saka Topçuoğlu’da var” diyerek iki büyüğümüze daha ulaşmamızı sağladı. Onun yardımlarıyla ulaştığımız, aynı zamanda; Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Parkinson Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Esen Saka Topçuoğlu yaptığımız çalışmadan duyduğu memnuniyeti ifade ederek; “Benim ablam Prof. Dr. Birsen Saka Tanatar’da Hacettepe’de Elektrik Elektronik Profesörü, onunla görüştünüz mü?” diyerek numarasını gönderdi.

Ne yalan söyleyelim, ablayı daha çok sevdik tabi ki. Çünkü o hem Karabüklü, hem de bir Demir Çelikli büyüğümüzdü. O mu ne yaptı? “Ben Hacettepe’de yalnız değilim, Demir Çelik Liseli Rektör Yardımcımız Vural Gökmen hocamız var, görüşmediyseniz hemen numarasını gönderiyorum” dedi ve o da kitabımıza yeni bir yıldız ekledi.

Tabi bu sırada canım devrelerim devreye girdi. Şehrimiz adına hazırlamakla görevlendirildiğim bu eserin hazırlanmasına büyük katkılar yaptılar. Hatta “Azrail gibi başımdan ayrılmadılar” desem abartmış olmam. Bir taraftan Kutsal (Enez) yazıyor; “Şükrü, bizden önce ama Nazan Uludağ ablamız ve Gökhan Görgülü Görgülüarslan var” diyor. Diğer taraftan Funda (Güney Yılmaz) yazıyor; “Şükrü, Ebru Öztürk ablamız ve Ertuğrul Akşahin var” diye ekliyor. Rahşan (Turuduoğlu); “Kanka, devremiz Gökhan Demirkıran’ı nasıl unutursun” diye bağırıyor. Ve finalde bizim canımız, delimiz Nafia (Demircan); “Devrelerimiz Bala Başak Öven Onkoloji Profesörü, Şule Özçayan Bayrak’ta Diş Hekimliği Profesörü, numaralarını atıyorum canım benim, sakın atlama, bende kendilerini şimdi arıyorum” diyor.

Tabi, bir yandan da topladığımız bilgileri sosyal medyadan paylaşıyor, hem tepkileri ölçmeye, hem de yeni isimlerin önerilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Sanalda olsa canım lisemin koridorlarında gibiyim o dakikadan sonra. Recep Uzuncakara, Mualla Ersoy ve Hamide Satılmış hocalarımız bizlere değişik isimler öneriyor ve eserimiz daha da zenginleşiyor.

Kimleri tanımadık ki bu çalışmamız esnasında?

  • 15 yaşında babası Çanakkale’de şehit olunca, Bürnük’ten kalkıp İstanbul’a giderek Kuva-yi Milliye’ye katılan ve cumhuriyetten sonra Türkiye’nin ilk haddehanesini Karabük’e üretime alan İsmail Güven,
  • Danimarka’nın alanında tek profesörü Hatice Kayımtu Tankişi,
  • Almanya devletinin üstün hizmet nişanına layık görülen Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu,
  • Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok ödüle layık görülen Prof. Dr. Nazan Uludağ Bautista,
  • Hemşirelikten profesörlüğe yükselen ve yaklaşık yarım asırlık meslek hayatından sonra emekli olan, ancak halen günümüzde; Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastahaneleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Rengin Rahman Acaroğlu,
  • Kapullu İlkokulu’ndan mezun olup bugün; Kayseri Üniversitesi Rektörü olarak ülkemiz yükseköğretimine hizmetlerine devam eden Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa,
  • Ülkenin vatandaşı olmadan, İspanya İktisat Kurumu Başkanlığına yükselen ilk yabancı olan Demir Çelik Liseli ağabeyimiz Prof. Dr. Nezih Güner,
  • Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olup, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde önce öğrenci, sonra da profesör olmayı başaran Aykut Çoban,
  • Merkez Ortaokulu mezunu, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Fizik bölümlerini çift anadal bitiren ve bugün aynı üniversitede öğretim üyesi olan, Prof. Dr. Osman Teoman Turgut,
  • Dört ayrı hukuk fakültesinde dekanlık yapan ve ülkemizin yeni anayasası hazırlanırken görüşlerine başvurulan bir başka Demir Çelik Liseli büyüğümüz, Prof. Dr. Meltem Dikmen Caniklioğlu,
  • Eskipazar İlkokulu’ndan, ilçenin yüksekokulunun müdürlüğüne uzanan bir başarı öyküsünün mimarı, Prof. Dr. Tülay Ekemen Keskin ve daha nice birbirinden kıymetli değerler…

Bugüne kadar yazılı ve görsel olarak ulusal ve uluslararası birçok esere imza attık. Ancak bu çalışma, 30 yıla dayanan meslek hayatımızın en kıymetli en anlamlı eseri oldu bizim için. Müthiş bir ekip çalışması vardı. Herkes elinden gelen katkıyı sundu. Bize yalnızca derlemesi kaldı.

Kitabımızda yer alan ancak aramızdan ayrılan kıymetli büyüklerimize Allah’tan rahmet, hayatta olup da şehrimize ve ülkemize hizmetlerine devam eden değerlerimize ise sağlık ve mutluluk dolu bir yaşam diliyorum.

Çalışmamız esnasında bizi sürekli teşvik eden ve her daim yanımızda olan değerli dostum, ağabeyim Nurullah Dikilitaş hocamıza, isimlere ve bilgilere ulaşmamızda büyük katkıları olan Abdullah Özyıldırım (Konyalı Apo) ve Şenol Şirin ağabeylerime, mezunu olmakla şeref ve onur duyduğum Demir Çelik Lise’mizin üzerimizde büyük emekleri olan kıymetli öğretmenlerine ve can devrelerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Teşekkürlerin en büyüğü ise; şehrimiz hafızası adına son derece önemli ve arşiv niteliğindeki bu eserin hazırlanmasına öncülük eden ve bizleri bu göreve layık gören değerli büyüğümüz, Belediye Başkanımız Sayın Rafet Vergili’ye.

Karabüklüleri bir çatı altında buluşturuyoruz. Hedefimiz; başarılarıyla gurur duyduğumuz değerlerimizi tanıtmak ve gelecek nesillere taşımak. Sizde bir fotoğrafınızla biyografinizi bilgi@biyografikarabuk.com adresine gönderin ve sayfamızdaki yerinizi alın.

Şükrü Gökkaya



You cannot copy content of this page.